Aydın İsmi ve Aydınoğullarının Kurucusu Aydın Beyin Kimliği
 Aydın İsmi ve Aydınoğullarının Kurucusu Aydın Beyin Kimliği

Aydınoğulları ve Aydın Bey hakkında merhum tarihçi Himmet AKIN’dan sonra en önemli çalışmalara değerli merhum tarihçimiz Prof. Dr. Enver KONUKÇU yapmıştır. Aydın’da emeklilik yıllarında ikamet etmek için gelen Konukçu, tarih çalışmalarına ara vermemiş. Aydın Valiliği desteği ile Aydın Beyin kimliği ve Aydınoğulları’nın kuruluşu hakkında arşiv ve arazi çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmaları sırasında Konukçu Hoca ile birlikte çalışma fırsatı buldum. Titiz çalışmaları ve yerinde tespitleri ile Aydın Bey’in ve Aydınoğullarının tarihinin aydınlatılmasına önemli katkılar sunan Enver KONUKÇU hocamızı buarada saygıyla hürmetle anıyorum. Onun kaynakçada vereceğim çalışmaları sempozyum bildirileri olarak sunuldu ve basıldı. Bu bildirileri incelendiğinde Aydın Bey’in kimliği üzerine süregiden tartışmalarda flu alanların berraklaşmaya başladığı görülmektedir.

Hocamızın vefatından sonra onun öğrencisi olarak bayrağı devralan Orta Çağ tarihçisi Doç. Dr. Mutlu ADAK ve Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Bülent Nuri KILAVUZ birlikte interdisipliner bir çalışma yaparak Aydın ilinde Nazilli ve Karacasu ilçelerinde 3 yıldır yüzey araştırmaları ile Aydınoğulları’nın tarihi kültürel mirasının izini sürmektedir. Yüzey araştırmaları, kaynak araştırmaları ile ADAK ve KILAVUZ Aydın Bey, Hafsa Hatun, Nazilli, Karacasu ve Aydınoğulları tarihi hakkında kaynakçada belirttiğim önemli çalışmaları gerçekleştirmişlerdir.

Bu çalışmalar incelendiğinde Aydın Bey’in kimliği ve Aydınoğullarının bölgedeki tarihi ve kültürel mirası net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ancak son dönemde yapılan bazı çalışmalar incelendiğinde Aydın Bey’in soy olarak DEDE GARKIN’dan geldiğine dair tezler öne sürülmektedir. Orta Çağ Anadolusu’nda bir Türkmen Şeyhi olarak Dede Garkın’ın soyu ve yaşamı incelendiğinde bir Alevi Dedesi olarak hayatını sürdürdüğü görülmektedir. Ahmet Yaşar OCAK, Ahmet TAŞĞIN ve Hüseyin DEDEKARGINOĞLU’nun gerçekleştirdiği çalışmalar incelendiğinde kaynak yetersizliği olmasına rağmen Dede Garkın’ın Türkmen oymaklarının baba ve dede dedikleri kolonizatör Türk dervişlerinden biri olduğu görülmektedir. Garkın lakabını kullanan bu dervişin asıl adı Numan’dır. Dede Garkın aynı zamanda Baba İlyas’ın atasıdır. Muhtemeldir ki Anadolu’ya Moğol zulmünden kaçıp gelenler arasında Dede Garkın da bulunmaktaydı. Dede Garkın bir Vefaî şeyhidir. Son dönemde yayınlanan icazetnamelerde Garkın’ın silsilesinin Ebul Vefâ’ya dayandığı görülmektedir. Bu icazetnameler çok önemli kaynaklardır çünkü aynı zamanda birer şeceredir. Soy kütüğünü ortaya koyan bu icazetnameler incelendiğinde Aydın Bey’in adına rastlanmamaktadır. Ancak belge, kayıt ve bulgu olmadan Aydınoğullarının atası olan Aydın Bey’in Dede Garkın soyundan geldiğinin iddia edilmesi tarihi gerçeklere aykırıdır. Bilimsel metodolojiye göre tarih bilimi belge ve kaynaklara dayalı bir bilim dalıdır. Bu nedenle son dönemde Aydınoğullarını ve Aydın Bey’in soyunu Dede Garkın’a bağlama girişimleri bilim dışı farklı amaçlara hizmet etmektedir.

Dede Garkın, Anadolu Aleviliğinin önde gelen isimlerinden biridir. Dede Garkın ocağının silsilesi Ahmet Yaşar OCAK’ın da çalışmalarında ortaya koyduğu gibi Ebul Vefa üzerinden İmam Musa Kazım’a ulaşmaktadır. Dede Garkın, Anadolu’da Aleviliğin kök salmasında önemli rolleri olan bir kişidir. Dede Garkın adı tarihi kaynaklarda ilk olarak 1240 yılında gerçekleşen Baba Resul olayında karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı tahrir defterleri incelendiğinde Kargın, Karkın, Karkınlu, Karkın Türkmanî ve Dede Kargınlu gibi isimler taşıyan oymaklar Dede Garkın ile ilgilidir. Ancak Aydın Bey ve Dede Karkın arasında bir bağ yoktur. Son dönemde ismini zikrettiğimiz iki uzman araştırmacı Mutlu ADAK ve Bülent Nuri KILAVUZ eserleri, bildirileri, makale ve kitapları ile bunu belgelemiştir. Bu konuda daha derin araştırma yapmak isteyenler kaynakçada verdiğimiz çalışmaları inceleyebilirler. Burada adını verdiğimiz araştırmacıların çalışmalarından bir kısım verilerek Aydın Bey’in kimliği ve tarihi şahsiyeti üzerine yapılan asılsız ve belgesiz yakıştırmaların gerçeği yansıtmadığı okuyucunun takdirine sunulacaktır.

Prof. Dr. Enver Konukçu: “Aydın Bey’in Selçukluların bir uç beyi olarak yaşadığı kesindir. Yöre Türkmenlerine dayanarak kurduğu bu siyasi kuruluş kendi adını almıştır. 1307’den 1391, 1402-1426’ya kadarki zamanlarda da Aydınoğulları Beyliği merkezi Birgi olmak üzere bağımsız bir haldedir. 15. yy.’a kadarki “il” ve “sancak” yapısı ise şöyledir: Birgi, Tire, Güzelhisar (Aydın), Sultanhisarı, Arpaz, Bozdoğan, Kestel, Karacasu, Ayasuluk, İzmir, Karaburun, Çeşme, Seferihisar, Urla, Köşk ve Nazilli.

Aydın Bey, Maindros Nehri boylarında tam bir hâkimiyet kurmuştu. 1307 öncesi de yine aynı topraklarda hayata veda etti. Nazilli-Karacasu yolunda, Yenişehir yakınlarında, Boyasın Köyündeki Türbe’nin ona ait olduğu rivayet edilmektedir. Zamanımıza kadar epey değişiklikle gelen Türbe/Zaviye “Aydın Baba” adını taşımaktadır.”

Prof. Dr. Bülent Nuri Kılavuz ve Doç. Dr. Mutlu Adak: “Aydın Bey, bir dönem Karamanoğlu, bir dönem de Hamidoğullarına bağlı bir uç komutanı/sübaşı olarak gazalarda bulunmuştur. Bu görevi daha sonra Denizli, Tavas çevresine hâkim olan Germiyanoğullarının bir sübaşısı olarak oğlu Mehmed Bey ifa etmiştir. Aydın Bey’in ve oğlu Mehmed Bey’in hayatları incelendiğinde askerî kimlikleriyle ön plana çıkmış Gazi-Alp kişiler oldukları anlaşılmaktadır. Anadolu’da Selçuklu ve İlhanlı otoritelerinin zayıflaması ve kalkması sonucunda sahip oldukları uç bölgesinde beyliklerinin bağımsız bir devlet haline gelmesinin temellerini attıkları anlaşılmaktadır.

Aydın ismi “Ay” kökeninden olup eski Oğuz geleneğinden gelmektedir. Bu da Aydınoğullarının ve Aydın Bey’in Oğuzların bir boyuna mensup olduklarını düşündürmektedir. Ancak kaynaklara yansıdığı kadarıyla boyları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. İdil Bulgarlarına dair Karaman bölgesindeki yer, yerleşme isimleri, şahıs isimleri, Aydın Bey’in türbesinin olduğu yerleşimin adının “Boyar, boyla” gibi unvan ve isimden gelmiş olma ihtimali; Aydınoğulları Beyliğinin atası Aydın Bey’in Bulgar Türklerinden bir bey olabileceğini de düşündürmektedir.

Batı Anadolu’da Türk varlığının yerleşmesinde ve kök salmasında önemli bir yeri olan söz konusu beyliğin ismini aldığı atası Aydın Bey’in Dandalaz vadisinde (Karacasu) yurt tuttuğu Boyasın’ın (Esençay) yüksek kesimlerini yaylak olarak; Yenişehir’i de kışlak olarak kullandığı düşünülmektedir.

Aydın Bey’in kaynaklarda hayatı ve mezarı ya da türbesi hakkında ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak yapılan saha çalışması sonucunda, bölgenin tarihi gibi disiplinler ışığında mezarının Dandalaz vadisinde olma ihtimali yoğunluk kazanmaktadır. Hayat ve mücadelelerinin yoğun olarak geçtiği uç bölgesi olan bu vadide kurduğu yaylak civarında (aynı geleneği devam ettiren oğlu Mehmed Bey’in beylik merkezi Birgi’de türbesinin olduğu gibi) Boyasın’da türbesinin olması fikri en güçlü ihtimal olmaktadır. Mezar veya türbe kitabesi günümüze ulaşmamasına rağmen Türk yerleşmesi olan Boyasın’a dair Aydın Bey adına zaviye ve türbe kaydını içeren Osmanlı arşiv belgelerinin varlığı da Aydın Bey’in türbesinin Boyasın’da olduğu fikrini kuvvetlendirmektedir.

Haber için tıklayınız.

Sosyal-Paylaşım

Anasayfaya Dön Güncel Haberler Haber Arşiv

Haber Tarihi : [07-Eki-2024]

Haber Görüntüleme : [214]