Hocalı katliamı panelde ele alındı: Türk dünyası mazlum olduğunu dünyaya anlatamıyor

 

Dağlık Karabağ bölgesinde yer alan Hocalı’da 1992 yılında Ermenilerin katlettiği Azeriler, Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen panelde bir kez daha anıldı. Yakınları katliama tanık olan Azeri konuklar, Türk dünyasının birlik olup uluslararası alanda haklılığını anlatması gerektiğini, bunun için ellerinde yeterli belge ve bilgi bulunduğunu savundu.

Uludağ Üniversitesi ile Türk Ocakları Bursa Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği panele, Erciyes Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gaffar Mehdiyev Çakmaklı, Erciyes Üniversitesi öğretim görevlileri Aslıhalil Kızı Aliyeva ve İrade Resizade konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, dünyanın gözü önünde bir katliam yapıldığı halde, bu insanlar niye katledildi diye hesap sorulacakken neredeyse katliama uğrayanların suçlandığını, bunun da kendilerini medeni sanan ülkelerin gözü önünde yaşandığını söyledi ve “Çünkü Batı medeniyetine göre ölen Türktür, Müslümandır, bir önemi yoktur. Maalesef planlanarak, tasarlanarak tarihin utanç sayfasına bir tane da eklendi. Bize teselli veren şu ki Allahtan bu utanç sayfasını yazan Türkler değil. Zalim olmaktansa mazlum olmak daha iyidir. O nedenle Hocalı’da katliamda şehit olan kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum” dedi.

Paneli yöneten Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, Hocalı’nın geçmişi MS 630 yılına kadar giden Azeri yurdu olduğunu ve 1800’lü yıllardan beri bölgeye büyük devletlerin desteğiyle Ermeni nüfusu yerleştirme planlarının uygulamaya konduğunu, 24 yıl önce de katliam yapıldığını hatırlattı.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gaffar Mehdiyev Çakmaklı da Azerbaycan’da yaşanan sorunların ve katliamın tüm Türk dünyasını ilgilendirdiğini, tarihte de Avrupa devletlerinin Osmanlı devletinin parçalamak için “Şark Meselesi”ni gündeme getirdiklerini, sonradan bunu “Ermeni Meselesi’ne dönüştürdüklerini söyledi.

Ermenilerin Kafkasya’da 1918’e kadar hiçbir zaman bağımsız devletlerinin olmadığını, sadece vassal bir yapıları bulunduğunu belirten Mehdiyev, “Ermeniler Kafkasya halkı değildir, oraya gelmişlerdir ve geçmişleri de 250 yılı geçmez. Ermenilerin 20. yüzyıl başlarında Türkiye’nin Doğu Anadolu’nun 11 iline dönme ve devlet kurma planları 1915 yılındaki tehcir olayıyla suya düştü. Bunun üzerine planlarını başka yere kaydırdılar. Tehcir sırasında 1915’te öldüğü bildirilen ailelerin bir kısmı Kafkasya’ya göç ettirildi ve 1991’de Karabağ’da 9 bin km2’de devlet ilan ettiler, sonra da Ermenistan’la birleştirdiler” dedi.

“SARKİSYAN İTİRAF ETTİ”

Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan’ın bir gazete röportajında Azerilere yaptıkları katliamı itiraf ettiğini, bunun çok büyük bir hukuki belge olduğunu, ne yazık ki Azerbaycan halkının uluslararası alanda bunu kullanamadığını ifade etti.

Erciyes Üniversitesi öğretim görevlisi Aslıhalil Kızı Aliyeva da, Ermenilerin enformasyonu iyi kullandığını ve Batı dünyasında kendilerini mağdur, Türkleri ise barbar olarak göstermeyi çok iyi başardıklarını vurgulayarak “Bu mücadelede dört Türk’e karşı bir Ermeni hayatını kaybetmiştir ama biz gerçeğin savaşını iyi yapamıyoruz, elimizdeki bilgi ve belgeyi iyi değerlendiremiyoruz, haklılığımızı gösteriyoruz” diye konuştu.

Erciyes Üniversitesi öğretim görevlisi İrade Resizade ise olan biteni dünyaya iyi anlatabilmek için herkesin tarihi iyi bilmesi gerektiğini söyledi.

Türk Ocakları Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı, tarihi bilmenin önemli olduğunu ancak Türkiye’de yaşayıp da Ermeni propagandalarının etkisinde kalanların Batı dünyası tarafından ödüllendirildiğine dikkat çekti.

Rektör Danışmanı ve İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı da, Batılıların Müslüman ve Türk dünyasına karşı önyargılı olduğunu, bir milyon Müslümana karşı 200 bin dolayında Ermeni ölmesine rağmen Ermenilerin bu önyargıyı çok iyi kullandıklarını ifade etti.

Sosyal-Paylaşım

Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv

Haber Tarihi : [26-Şub-2016]

Haber Görüntüleme : 2.701 - 0