Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen “Yüz Yıllık Hicran: Kudüs ve Mescid-i Aksâ” konulu panelde, üç ilahi dinin kutsal saydığı ve binlerce yıllık geçmişiyle önemini kaybetmemiş Kudüs’ün, İslâm’ın Peygamberi Hz. Muhammed’in Mirac’a yükseldiği yer olan Mescid-i Aksâ sebebiyle Müslümanlar için Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal belde olduğu ifade edildi.
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ün, İsrail’in başkenti olarak kabul edildiğine ve Telaviv’deki büyükelçilik binasının Kudüs’e taşınmasına dair kararı sonrasında düzenlenen “Yüz Yıllık Hicran: Kudüs ve Mescid-i Aksâ” paneli dinleyicilerden büyük ilgi gördü.
Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi ve Öğrenci Topluluklarıyla birlikte hazırlanan ve Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayar’ın yönettiği panelde, aynı anabilim dalından Prof. Dr. Ahmet Güç, İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mefail Hızlı, Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğan Yavaş konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde, üç ilahi dinin kutsal saydığı ve binlerce yıllık geçmişiyle önemini kaybetmemiş Kudüs’ün önemine dikkat çekildi.
ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ün, İsrail’in başkenti olarak kabul edildiğine ve Telaviv’deki büyükelçilik binasının Kudüs’e taşınmasına dair kararı sonrasında düzenlenen panelde açılış konuşması yapan Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, ABD yönetiminin Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edildiğine dair aldığı son kararın İslâm dünyasını çok incittiğini ve onurunu zedelediğini belirterek bu yanlış karardan dönülmesi gerektiğine işaret etti.
Paneli yöneten İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayar, Yahudilik ve tarihi açısından Kudüs’ün önemi üzerinde durdu. Akabinde aynı fakültenin yine Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güç de, Hıristiyanlık ve tarihi açısından Kudüs’te yaşanan gelişmeler hakkında bilgi aktardı.
İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mefail Hızlı ise İslâm dini ve tarihi ile Osmanlı tarihi bakımından Kudüs ve Mescid-i Aksâ’ya ilişkin bilgiler aktararak, Kur’ân-ı Kerim’deki ayet ve Hadislerdeki Hz. Peygamber’in ifadeleri ile Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın Müslümanlar için tarih boyunca taşıdığı önemi belirtti. Kudüs’te barış olmadığı sürece bir dünya barışının da gerçek anlamıyla tesis edilemeyeceğini söyleyen Hızlı, Kudüs’ün Hz. Ömer döneminde Müslümanlar tarafından fethedildiğini, daha sonraki dönemlerde Haçlılarca ele geçirilen ve büyük katliamlara sahne olan şehrin Salahaddin-i Eyyûbî tarafından barış kenti haline getirildiğini, tarih boyunca en huzurlu dönemin ise dört yüz yılı aşkın süreyle Osmanlılar devri olduğunu ifade etti.
Panelde daha sonra Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim söz aldı. Kudüs’te görev yapan bir askerin torunu olarak konuştuğunu belirten Sevim, Osmanlı’nın Kudüs’teki son günlerini ve oradan ayrılmak zorunda kalışını belgelerle aktardı.
Panelde son konuşmayı ise Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğan YAVAŞ yaptı. Yavaş, dört asır boyunca Kudüs ve Filistin bölgesinde kalan Osmanlıların özellikle mimari bakımdan çok önemli bir mirası bu coğrafyaya armağan ettiğini, orada inşa edilen bütün vakıf eserleriyle ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde detaylı bilgilerin yer aldığını belirtti.
Panelin sonunda bir teşekkür konuşması yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Yücedoğru, Osmanlıların Kudüs ve Mescid-i Aksâ’dan ayrılmak zorunda kaldıkları 9 Aralık 1917 tarihinden tam yüz yıl sonra gerçekleştirilen bu panelin, ABD’nin Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması ve Büyükelçiliğinin buraya taşınması kararıyla denk gelmesine dikkat çekerek bu kararın coğrafyaya hüsran, felaket, kan ve gözyaşı getireceğini söyledi. Kudüs’ün, tüm Müslümanların göz bebeği olduğuna işaret eden Yücedoğru, bu kararın insanlığın vicdanını da kanatacağını ifade etti.
Program sonunda panele katılan öğretim üyelerine teşekkür ederek aktardıklarının bir kitaba dönüştürüleceğini ekleyen Rektör Yardımcısı Yücedoğru, dinleyicilere de katılımlarından dolayı teşekkür etti ve panelistlere katılım belgeleri verdi.
Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv