Orta Asya’da yaşayanTürkleri dilde, fikirde ve işte birlik idealiyle bir araya getirmek amacıyla Rus Çarlığı’na karşı Lenin, Stalin ve Troçki ile birlikte Ekim Devrimi için çalışan ve Türk aydınlanma hareketini başlatan Tatar fikir ve eylem adamı Mirsaid Sultan Galiyev, Uludağ Üniversitesi’nde anıldı.
Uludağ Üniversitesi Türk Dünyası Kültürü Topluluğu, “Ekim Devrimi’nin 100. Yılı ve Sultan Galiyev” konulu bir etkinlik düzenledi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bordo Salon’da düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, Tatar Türkleri’nin Türk boyları içinde en önemli boylardan olduğuna işaret ederek, “Türk aydınlanma hareketini başlatan büyüklere baktığımız zaman aralarında çok sayıda Tatar olduğunu göreceksiniz. Bu münevverlerden biri de Sultan Galiyev’dir. Belki düşünceleri farklı olabilir, olaylara bakışı farklı olabilir. Ama o şuna inandı. ‘Türk dünyasındaki Rus İmparatorluğu egemenliği altında yaşayan Türklerin kurtuluşu sosyalizmdedir, dedi. Onun için gayret etti. Kendisine şu söz verildi: Ekim devrimi başarıldıktan sonra her ulus kendi kaderini belirleyecektir. Onlar da Tataristan cumhuriyetini kurmak için bu düşünceyi benimsediler. Ama nasip olmadı, istenmedi. O devrin liderleri arasında yer almasına rağmen katledildi ama fikirleri yaşıyor” dedi.
Etkinlikte, Tataristanlı yazar ve devlet adamı Rinat Muhammediyev de, hakkında roman yazdığı Mirsaid Sultan Galiyev’i anlattı.
Sovyetler Birliği döneminde aldıkları eğitimde Türklerin büyük düşman olarak gösterildiğini, yine aynı dönem Tataristan’da Sultan Galiyev’in büyük bir millet düşmanı olarak tanındığı ve kendilerine böyle öğretildiğini belirten Rinat Muhammediyev, 70’li yıllarda “Sultan Galiyev neden bizim düşmanımız oluyor?” sorusuna cevap bulmak için çalışmalara başladığını ve zorlu bir yolculuğa çıktığını söyledi.
Muhammediyev, daha sonraları Tataristan Yazarlar Birliği Başkanlığı, Sovyetler Birliği Kültür Komisyonu Başkan Yardımcılığı ve en önemlisi bir Sovyet milletvekili olmasının Sultan Galiyev gerçeğine ulaşmak konusunda kendisine büyük bir fırsat yarattığını ve Sultan Galiyev hakkında bilgilerin saklandığı KGB arşivlerine ulaştığını söyledi. Boris Yeltsin’in özel izniyle girip 15 gün boyunca belgeleri incelediğini, bazılarının kopyalarını aldığını ifade eden Muhammediyev, “Sırat Köprüsü-Sultan Galiyev” romanını bu belgelere dayanarak yazdığını, bu zamana kadar bu imkânı kendisinden başka hiçbir yazarın elde edemediğini söyledi.
Sultan Galiyev gibi ömrünü milleti uğruna harcamış büyük aydın ve önderin, Sovyetler döneminde yasaklığının, itibarsızlaştırma çalışmalarının, korkusunun bugünkü Rusya, hatta öz ülkesi Tataristan’da, birçok çevre ve makamlarca devam ettirildiğini belirten Muhammediyev, bu durumu doğru okuyanların, onun büyüklüğünü daha iyi anlayacaklarını söyledi.
Türk dünyasının son 150 yılda başından pek çok olaylar geçtiğini, bugün hâlâ kültürün, dilin, ekonomisinin yaşaması ve ilerlemesi için savaşmaya devam edildiğini belirten Rinat Muhammediyev, “Bunun için uğraşan insanlar arasında büyük insanlar var. Mesela bugünkü Türkiye’nin büyük başkanı Mustafa Kemal Atatürk... Türk insanı hangi ülkede hangi cumhuriyette olursa olsun O’nu kendi babası gibi yakın görür. İkincisi İsmail Gaspıralı’dır. Türk dünyasında Rönesans başlatan bir insandır. Elbette üçüncü insan da Mirseyit Sultan Galiyev’dir. Bugün dünyada Azerbaycan, Kazakistan Özbekistan, Kırgısiztan, Türkmenistan gibi bağımsız Türk cumhuriyetleri var ise Sultan Galiyev sayesindedir. Ama Sultan Galiyev kadar sonu trajik olan vatanperver insanlar çok değildir. Çocukları, akrabaları yok edilmiştir. Uzak akrabaları bile soyadlarını değiştirip başka yerlere gitmek zorunda kaldılar” diye konuştu.
Soruları da yanıtlayan, Rinat Muhammediyev daha sonra okuyucuları için Sırat Köprüsü-Mirseyit Sultan Galiyev adlı kitabını imzaladı.
Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv