Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, Doğu Türkistan Bölgesi’nin Çin’in yumuşak karnı olduğuna işaret ederek; “Bazı kaynaklara göre Çin İstihbarat Örgütü, Uygur Türkleri’nin Işid’e katılmasına gizliden destek veriyor. Böylelikle hem Uygur Türkleri hakkında olumsuz algı yaratarak onları yalnızlaştırıyor hem de muhaliflerin kendi ülkelerinden uzak durmasını sağlıyor” dedi.
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından bu yıl 9. su gerçekleştirilen Uluslararası İlişkiler Kongresi önceki gün yapılan son oturumlarla tamamlandı. Yüzlerce akademisyenin katıldığı kongrede onlarca bildiri ve oturum gerçekleştirildi. Kongrenin 36. Panelinde UÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, ‘Orta Asya’da Yükselen Radikalizm Üzerine Bir Değerlendirme’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.
OTORİTER BOŞLUK VE DİNİ EĞİTİM EKSİKLİĞİ ORTA ASYA’DA RADİKALİZMİ DOĞURDU
Sunumda Orta Asya ülkelerindeki merkezi yönetim boşluğu ve dini eğitim eksikliğinin bölge insanının radikal gruplara yönelmesine neden olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Mehmet Yüce, radikal grupların bu boşlukları iyi değerlendirdiğini ve kendisine taraftar çektiğini belirtti. Özellikle Suriye ve Irak’ta yerleşmek isteyen aşırı radikal grupların da bu gelişmelerin ışığında ortaya çıktığına işaret eden Mehmet Yüce; “İslam’da radikallik yoktur. Özellikle bu kavramı kullanmak istemiyorum. İslam selamet dinidir. İslam kavramlarını kullanarak yapılan radikalizmin İslam’da yeri yoktur. Ekonomik altyapının zayıf olması buralarda radikal hareketlerin kendisine taraftar bulmasına sebep oldu. Aynı ülkelerde misyonerlik faaliyetlerinin de ön plana çıktığını söyleyebiliriz. İslami hareketlerden çok daha fazla çalıştıklarını görüyoruz. Suriye ve Irak’taki göç boşluğu ve burada yerleşen radikal hareketler, Orta Asya’da da büyük bir karşılık ve destek buldu” diye konuştu.
DÜNYA ÜLKELERİ UYGUR TÜRKLERİ’NDEN UZAK TUTULUYOR
Konuşmasında Çin’de yaşanan bir takım gelişmelere dikkati çeken Rektör Yardımcısı Yüce, Uygur Türkleri konusunda ortaya atılan bir takım iddialara da değindi. Yüce konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kimi kaynaklarda ve bazı stratejistlere göre aslında Işid’e yapılan katılımların birçoğunda özellikle Uygur Türkleri’yle ilişkin olarak Çin Gizli Örgütü’nün bir hareketi olduğu öngörülüyor. Çin’in özellikle bazı gerekçelerle Uygur Türkleri’ni Işid’le işbirliği yapmaya yönelttikleri dile getiriliyor. Öncelikle Çin bu yöntem sayesinde muhaliflerini sınır dışı edebiliyordu. Diğer yandan Uygur Türkleri, Çin’in yumuşak karnı olarak görülür. Amerika veya farklı ülkelerle Çin’in arası bozulduğu zaman bu ülkeler Çin’e karşı Uygur Türkleri kartını kullanabiliyor. Tabi Çin, bir şekilde Işid’le ilişki kurarak, dünya ülkelerini Uygur Türkleri ile ilişki kurmaktan uzak tutuyor. Bir yönüyle de Türkiye’yi ilgilendiren kısım da var. Türkiye, tarihsel geçmiş dolayısıyla Uygur Türkleri’ni kendisine yakın görüyor. Işid hareketi nedeniyle Türkiye’nin de bu bölge insanında uzak durması hedefleniyor. Kimi stratejistlere göre Doğu Türkistan Bölgesi’ndeki ilişkileri Çin istihbaratı tarafından yönetilmeye çalışılıyor.”
Panelde İstanbul Arel Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. A. İnci Sökmen Alaca ‘Thucydides Tuzağı ve Amerikan –Çin İlişkileri’, İstanbul Şehir Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Vügar İmanbeyli ‘ŞİO’nun Genişlemesi: İki Görüşün Değerlendirilmesi’ ve Uludağ Üniversitesi’nden Arş. Gör. Yusuf Yıldırım da ‘Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Türkiye-Çin İlişkileri’ sunumlar gerçekleştirdi.
Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv