Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Line TV’de yayınlanan Dünyanın Ekonomisi programında yeni yatırımlardan FETÖ soruşturmalarına kadar çok sayıda konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz darbe girişimi kapsamında yürütülen FETÖ üyesi akademisyen ve personel hakkındaki süreçler hakkında bilgi veren Rektör Ulcay, FETÖ’nün ülkeyi ele geçirmek için büyük planlar yaptığını ve başarısız olan bir darbe girişimi yüzünden bu planlarından vazgeçmeyeceklerine inandığını kaydetti. Ulcay; “Ben bu girişimlerin bir başarısızlık sonucunda çöpe atılacağına inanmıyorum. Bölüp, parçalamak ve kendilerine uydu yapmak istedikleri Türkiye’yi ve ülkemizle ile ilgili planlarını bir günde çöpe atacaklarını düşünmüyorum. Onun için hepimizin ayaklarını yere çok sağlam basması ve bir takım tedbirleri alarak Türkiye’nin yürümüş olduğu muasır medeniyet yolculuğuna devam etmemiz gerekir” şeklinde konuştu.
180 PERSONEL VE AKADEMİSYEN AÇIĞA ALINDI
Uludağ Üniversitesi yönetimi olarak da görev ve sorumlulukları dahilinde FETÖ örgüt mensuplarıyla ciddi bir mücadele içerisinde olduklarını söyleyen Rektör Yusuf Ulcay, “Bu kapsamda üniversite içerisinde şuana kadar 180 civarında personel ve akademisyeni açığa aldık. Devletimizin ilgili kurumlarından gelen raporlar doğrultusunda her gün bir kaç isim daha eklenebiliyor bu rakamlara. Açığa alma işlemlerini şikayet yöntemiyle değil, resmi istihbarat raporları doğrultusunda gerçekleştiriyoruz. Üniversitemizden ilişkisi kesilen ise şu anda 15 kişi var. Burada da şöyle bir ayırım söz konusu: FETÖ ile ilişiği tespit edilen memurları bizler görevden alabiliyoruz. Ancak akademik personeli görevden almak veya açığa alma yetkisi Yüksek Öğretim Kurumu’nda. Biz eldeki bilgi ve belgeleri YÖK’e aktarıyoruz. Onlar gerekli işlemleri yapıyorlar. Şuana kadar üniversiteden ilişkisi kesilenler ‘By Lock’ programını kullananlardır. Hatta bunların hepsi tutuklandı. Bu programı kullananlar hemen gözaltına alınıyor veya tutuklanıyor” diye konuştu.
MAĞDUR OLAN ÖĞRENCİ YOK
Yaşanan açığa almaların Uludağ Üniversitesi’ndeki işleyişi aksatacak boyutta olmadığını kaydeden Rektör Porf. Dr Ulcay, “Kapatılan üniversitelerdeki öğrenciler açısından ise üniversiteye girdikleri yıllardaki taban puanları belirlenerek her birine 24 üniversite seçme hakkı verildi. Bu yöntemle bize gelen 187 öğrenci var. Sayı biraz değişebilir. Müracaat ederek açıkta kalan öğrenci yok. Hepsi bir üniversiteye yerleşti. Devletimiz bu konuda kolaylıklar sağlıyor. Kapatlan üniversitelerin öğrencilerinin tamamı FETÖ’cü demek haksızlık olur. Buralarda okuyan çocuklarımıza ön yargıyla bakmamak gerekiyor. Devletimiz de bu kardeşlerimizi mağdur etmemek adına oldukça yapıcı davrandı” dedi.
HOLİDAY INN VE WAMTES İŞLETMELERİNDE SON DURUM
Programda üniversitenin kiradaki tesislerinin mevcut durumları hakkında da açıklamalar yapan Rektör Ulcay, göreve geldikleri ilk yılda üniversitenin her anlamda geleceğini planladıklarının altını çizdi. Üniversitenin taşınmaz varlıkları hakkında da titizlikle araştırma yaptıkları belirten Ulcay konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm varlıklarımızı tespit ettik. Hepsini dijital arşive döktük. Araştırdıkça yeni mülklerimiz olduğu ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi’nin üniversitemizde hasta yakınları için yapmak istediği yer hakkında bir alan arayışındaydık. Üniversitenin hemen yanındaki Holiday Inn Otel’deki kır düğünü yapılan alan bizim yerimiz çıktı. Kayıtlarımızda burasının kır düğünü için birilerine tahsis edildiğine dair bir sözleşme yok. Sonra bir gölet var dediler. Baktık o da gölet değil, bir temel çukuru. Zamanında bizim Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı’mız kurulduğunda rahmetli Rektörümüz Ayhan Kızıl tarafından buraya Çocuk Hastanesi yapılması için tahsis edilmiş ve bir temel kazılmış. Öyle kalmış ve müdahale de edilmemiş. Orada yap-işlet-devret modeli ile bir proje yapılmak istenmiş ama sonuca ulaşmamış. Holiday Inn’e verilen alanı ölçtürdük. Kır düğünü ve gölet alanı hariç 20 dönümden fazla yer çıktı. Biz de otel sahiplerini aradık ve tahsis edilen alandan fazla bir işgaliyenin olduğunu söyledik. Fazla kullanılan alanın kirasını devlete ödemelerini istedik. Kendisine tahsis edilen alan 20 dönüm. Kullandıkları alan, organizasyonlara kiraladıkları bahçe hariç 20 bin 952 metrekare. Fazladan kullanılan alanın kirasını devlet adına talep ediyoruz. Hastanenin yanındaki bahçe bölümünde düzenlenen düğün ve benzeri organizasyonlar nedeniyle hastalarımız müzik ve havai fişek nedeniyle şikayetçi oluyorlar. Gölet olarak düzenlenen alanı da otopark yapma hedefimiz var. Bir de fazla kullanılan alanın geriye dönük 5 yıllık kirasını istiyoruz. Bu konuları kendilerine ilettiğimizde, otel işletmecisi; ‘Burayı siz alın daha iyi’ dedi. Bizim işletmeyi alma gibi bir isteğimiz yok.
Çekirge’de yer alan Wamtes ise tamamen farklı bir olay. Orası üniversitenin kendi malıdır. Sadece açık alan olan kısım işletmeciye kiraya verilmiştir. Rektör olarak atandıktan sonra oraya birkaç defa ziyarete gittik. Bir bar açılmış. Kanuna göre üniversiteye ait olan herhangi bir işletme ve kurumda alkollü içecek ya da tütün mamulleri satılması ve içilmesi yasak. Ben de rektör olarak bu kanunsuzluğa izin veremem dedim. İşletme sahibi bu açık sözlülüğüm için bana teşekkür etti. Hemen kaldıracağına dair bize söz verdi. Daha sonra iki kez daha gittik. Ancak yine aynı şekilde aynı kanunun müsaade etmediği uygulamaların yapıldığını gördük. Biz kimseye kapalı bir alan kiralamadık. Sadece açık olan kısım çay bahçesi olarak değerlendirilsin diye kiralandı. Normalde sözleşme tarihi geçen yıl doluyordu. Ancak mahkeme konusu çıktığı için iş uzadı. Biz bu bölgeyi kendi personelimiz, akademisyenimiz ve öğrencilerimizin yararına kullanmak istiyoruz.”
YAZ OKULUNUN KALDIRILMASI VE GEÇİŞ NOTLARININ YÜKSELTİLMESİ
Yaz Okulu uygulamasının kaldırılması konusuna da değinen Prof. Dr. Yusuf Ulcay, şahsi olarak yaz okulu uygulamasına karşı olmadığını vurguladı. Ancak yaz okulu uygulamasının çalışkan öğrencilerin okulu erken bitirmesine yönelik bir avantaj sağlamak maksadıyla başlatıldığını açıklayan Ulcay, “Maalesef yaz okulu şu anda amacının çok dışına çıkmış bir durumda. Tüm öğrencilerin 4 yılda okulu bitirdiğini varsayarsak, bu uygulama ile öğrencilerin okulunu erken bitirme şansı yakalanması gerekiyordu. Fakat öğrenciler ne de olsa yaz okulu var o zaman derslere çalışır geçeriz anlayışı ile hareket etmeye başladı. Okul bitirme süresi kısalacağına daha da artmaya başladı. Biz bu uygulamayı kaldırınca ve geçme notlarını da yükseltince şimdi öğrenciler okulun giderek zor bir okul olmaya başladığını bahane ederek başka okullara geçmenin yolunu aramaya başladılar. Bizler de böyle bir isteğe hiç olumsuz bakmıyoruz. Gitmek isteyenlere kolaylık sağlıyoruz. 30 gibi düşük bir not ortalaması ile sınıfını geçebilen geçen bir öğrencinin gelecekte başarılı olması, mesleğini iyi yapması beklenemez. Biz Uludağ Üniversitesi diplomasının daha kaliteli akademik eğitimle özdeşleşen bir referans belgesi olmasını hedefliyoruz” diye konuştu.
ÇOCUK HASTANESİ, MERKEZİ DERSLİK VE LABORATUVARLARIN TEMELİ YIL İÇİNDE ATILACAK
Başarılı öğrencilere burs verilmesi uygulamasının yüksek puanlı ve çok daha başarılı öğrencileri Uludağ Üniversitesi’ne çektiğini kaydeden Ulcay, en çok tercih edilen 5 üniversiteden birisi olduklarını ve 4 gençten birinin ilk tercihi konumuna yükseldiklerini açıkladı.
2016 yılında onay aldıkları ve temel atacakları projeler hakkında da bilgiler veren Rektör Ulcay, “Geçtiğimiz hafta Kalkınma Bakanlığı’ndaydık. Bu sene mevcut kütüphanenin revizyonu ve ikinci kütüphane, merkezi derslikler ve laboratuvarlar bir de Çocuk Hastanesi projelerinin onayını aldık. 2016 yılı içerisinde temellerini atacağız. Bunun yanında 2017 yılında ise Rektörlük Binası, Kadın Doğum Hastanesi’nin temellerini atacağız” dedi.
ULCAY; “HUKUK FAKÜLTESİ’Nİ KAMPÜSE GETİRMEK İSTİYORUZ”
Programda Gemlik ilçesinde bulunan Hukuk Fakültesi hakkındaki soruları da cevaplayan Rektör Ulcay, “Görev süremizin en başından bu yana Hukuk Fakültesinin merkez kampüse taşınması gerektiğini savunuyoruz. Çünkü her yıl buraya kaydolan öğrencilerden yaklaşık yüzde 4’ünü fakültenin uzaklığı nedeniyle kaybediyoruz. Bu fakültemize gelen öğrencilerimiz de çok yüksek puanlı öğrenciler. Kendilerine sorarsanız orada olmayı istemiyorlar. İşin açıkçası akademisyenler de istemiyorlar. Burada okumak zorunda kalan öğrencilerimiz çift ana dal yapamıyor. Yandan ders alamıyor. Bizim ilahiyat fakültemiz de kampüs dışarısında. Gemlik, Orhangazi ve İznik ilçelerimizin bir araya gelip ortak bir üniversite kurma kararı almaları halinde bunu destekleyeceğimizi de daha önce söyledik. Aynı düşünceleri Karacabey ve Mustafakemalpaşa için ve İnegöl ve Yenişehir için de taşıyoruz” şeklinde konuştu.
YABANCI ÖĞRENCİ SINAVI’NI YÖK YAPSIN
Rektör Yusuf Ulcay, Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) hakkında çıkan tartışmalara da cevap verdi. Bu sınavın uzun zamandır aynı yöntemlerle yapıldığını belirten Prof. Dr. Ulcay, “Bu sınav YÖK’ün belirlemiş olduğu esaslara göre yapılır. Ancak sıkıntı bazı noktalarda sıkıntılar oluyor. Örneğin bir yabancı öğrenci aynı anda 3 üniversiteye başvuruyor. Öğrenci burada 3 aşamada alınıyor. Kaç öğrenci alınacaksa ilan ediliyor. Sadece YÖS puanında aldıklarına göre. Kazananları çağırıyoruz. Gelen oluyor gelmeyen oluyor. Açık kalan kişi sayısına göre bir kez daha sınav sonuçlarına bakarak öğrencileri davet ediyoruz. Yine aynı süreçler işliyor. Bir kez daha açık olduğu zaman not ortalaması ve mülakatlarına göre çağırıyoruz. Bu var olan ve yürürlükte olan bir sistem. Sözlü de yazılı da yapılabiliyor. Her sınav sonucunda mutlaka itiraz edenler çıkıyor. Benim burada önerim; bu sınavı YÖK yapsın. Böylece bir defada herkes yerleşmiş olur ve tartışmalar da ortadan kalkmış olur. Önümüzdeki senelerde bu sınavı yurt dışında yapmayı planlıyoruz. YÖS sınavında sadece Tıp Fakültesi için İran’dan 500 kişi, Azerbaycan’dan da 500 kişi başvuru yaptı. Öğrencilerin buraya gelmesi yerine biz onların ayağına gitsek çok daha iyi olur. Seneye de böyle bir niyetimiz var” dedi.
Anasayfaya Dön Son Haberler Haber Arşiv